Yatağan’da Çocuklar Unutuldu, Parklar Harabe Oldu...

Muğla’nın Yatağan ilçesinde mahalle parkları kaderine terk edildi. Küflü demirler, kırık korkuluklar ve betonla doldurulmuş oyun alanları, ilçedeki çocukların günlük manzarası haline geldi. Üstelik bu parkların biri, Belediye Başkanı Mesut Günay’ın evinin tam karşısında yer alıyor.

Bir kentin geleceği çocuklardır. Ve bir belediye başkanının asli görevi, o çocukların güvenli, sağlıklı ve umut dolu alanlarda büyümesini sağlamaktır. Ama gelin görün ki Muğla’nın en küçük ilçelerinden biri olan Yatağan’da, bu sorumluluğun adı var, karşılığı yok...

Yatağan denize uzak, gelişmeye muhtaç, göç veren ve göç alan dengesi bozulmuş bir ilçe. Burada yaşayan çocukların sosyal faaliyet alanları sınırlı. Denize ulaşamazlar, yaz kamplarına gidemezler, kültürel merkezler ise yok denecek kadar az. Onların hayal kurabildiği tek alan mahalle parkları. Ancak bugün o parklar, oyun alanı olmaktan çıkmış, adeta terk edilmiş birer harabeye dönüşmüş durumda...

Gelen görsellerdeki tablo ürkütücü. Küflü barfiks demirleri, kırık korkuluklara geçirilmiş poşetler, içine beton dökülmüş trambolin çukurları, zemini çökmüş ve bakımsız bırakılmış çocuk alanları... Her detay, yıllardır el sürülmemişliğin ve ilgisizliğin sessiz birer kanıtı gibi duruyor...

Dahası, bu görüntülerden biri Zübeyde Hanım Parkı’na ait ve iddiaya göre burası Belediye Başkanı Mesut Günay’ın evinin tam karşısında. Yani başkan, her sabah evinden çıktığında bu perişanlığı görüyor. Görüyor ama belli ki görmezden geliyor...

Göreve gelişinin üzerinden tam 14 ay geçmiş bir belediye başkanından bahsediyoruz. Bu süreçte çocuk parklarıyla ilgili herhangi bir hizmet yapılıp yapılmadığını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Seçim zamanı çocuklara özel projeler vaat etti mi bilinmez ama ortada duran gerçek şu: Yatağanlı çocuklar, her gün çürümeye terk edilmiş demirlerin arasında oynuyor...

Belediye başkanı, sadece bürokratik bir yönetici değildir; aynı zamanda bir kentin simgesel ve diplomatik temsilcisidir. Bu makama seçilen kişi, parkta oynayan çocuğun düşmemesinden, geceleri sokağında huzur içinde uyuyan yaşlının güvenliğinden de sorumludur. Başkanlık, sadece bir makam değil; halkın vicdanına karşı verilen bir taahhüttür...

Unutulmamalı ki çocuklara hizmet etmek bir lütuf değil, bir zorunluluktur. Belediye parklarında çocuklar gülmüyorsa, o kentin sokaklarında huzur filiz vermez. Başkanların sorumluluğu sadece oy toplarken başlar, asıl kıymeti ise oy aldıktan sonra verdikleri hizmetle ölçülür...

Bir kenti sevmenin en somut hali, o kentteki çocuklara nasıl bir dünya bıraktığınızla ölçülür...

 

Sevgiyle kalın

Gazeteci Ali ERTURAN

gazetecialierturan@gmail.com